Kas 22, 2025

Geri Getirme Pratiği (Retrieval) Günlük Rutine Nasıl Girer?

Geri Getirme Pratiği (Retrieval) Günlük Rutine Nasıl Girer?

Son yıllarda öğrenme psikolojisinde en çok konuşulan kavramlardan biri geri getirme pratiği, yani İngilizce adıyla retrieval practice olmuştur. Bu teknik, beynin bilgiye erişim yollarını güçlendiren, kalıcı öğrenmeyi destekleyen bilimsel bir yöntemdir. Bir öğrenci, sadece okuyarak veya altını çizerek değil; öğrendiği bilgiyi aktif olarak hatırlamaya çalışarak kalıcı öğrenme sağlar. Geri getirme pratiği, özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler, dil öğrenenler ve akademik araştırma yapan kişiler için son derece etkili bir araçtır.

Retrieval Tekniği Nedir, Ne İşe Yarar?

Retrieval tekniği, kişinin daha önce öğrendiği bilgiyi hatırlamaya çalışmasıyla yapılan bir öğrenme yöntemidir. Bu teknik, pasif öğrenmeden farklı olarak beynin uzun süreli belleğini aktif şekilde çalıştırır. Yani bir öğrenci bir konuyu ezberlemek yerine onu hatırlama çabasıyla tekrar ettiğinde, beyin bu bilgiyi daha güçlü sinir bağlantılarıyla depolar.

Bilimsel araştırmalar, geri getirme pratiğinin geleneksel ezber yöntemlerine göre %50’den fazla kalıcılık sağladığını göstermektedir. Psychological Science dergisinde yayımlanan bir çalışmada, sadece notlara tekrar bakan öğrencilerin iki gün sonra bilgilerin %42’sini hatırlayabildiği, ancak geri getirme pratiği yapan öğrencilerin aynı bilgilerin %74’ünü doğru şekilde hatırladığı tespit edilmiştir. Bu fark, beynin bilgiyi işleme biçimiyle ilgilidir. Hatırlama eylemi, bilginin nöral yollarını güçlendirir ve gelecekte aynı bilgiye erişimi kolaylaştırır.

Bir başka deyişle, retrieval tekniği beynin kas gibidir; ne kadar çok kullanılırsa o kadar güçlenir. Bu nedenle eğitim psikologları, öğrencilerin pasif okuma yerine aktif hatırlama temelli bir çalışma düzeni oluşturmalarını önermektedir.

Geri Getirme Pratiği Nasıl Yapılır?

Geri getirme pratiği uygulamak için özel araçlara gerek yoktur. En etkili yöntem, öğrenilen bilgiyi dışa vurarak test etmektir. Aşağıda adım adım bir uygulama yöntemi yer alır:

  1. Konuyu Kapat ve Hatırlamaya Çalış:
    Öğrenci ders notlarını kapatarak, bir sayfa üzerine konunun ana başlıklarını kendi kelimeleriyle yazmaya çalışmalıdır. Bu aşamada bilgiye ulaşmak yerine, zihinden getirme çabası esastır.
  2. Kendini Test Et:
    Öğrenci kendi hazırladığı mini testleri çözebilir. Örneğin, tarih konularında “Bu olay hangi yılda gerçekleşti?” veya biyolojide “Mitokondrinin görevi nedir?” gibi kısa sorular oluşturabilir. Test çözmek retrieval pratiğinin temelidir.
  3. Boşluk Doldurma Tekniği:
    Notlardaki bazı kelimeleri boş bırakarak tekrar etmek, beynin hatırlama işlevini harekete geçirir. Bu yöntem özellikle yabancı dilde kelime öğrenmede etkilidir.
  4. Kendi Sesinden Tekrar:
    Öğrenci konuyu yüksek sesle anlatarak veya ses kaydı alarak kendi anlatımını dinleyebilir. Bu teknik, hem işitsel hem sözel hafızayı güçlendirir.
  5. Geri Bildirim Al:
    Hatırlama sonrası kaynaklara bakarak eksik veya yanlış hatırlanan bilgileri belirlemek gerekir. Bu, beynin hatayı düzeltme sürecini tetikler ve öğrenmeyi pekiştirir.

Bu yöntemler sayesinde retrieval pratiği kısa sürede alışkanlık haline gelir. Önemli olan, her öğrenme seansında en az 10–15 dakikanın bu tekniğe ayrılmasıdır.

Retrieval Pratiği Günlük Rutine Nasıl Eklenir?

Birçok öğrenci veya çalışan, zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşar. Ancak geri getirme pratiğini günlük rutine dahil etmek düşündüğünden daha kolaydır. Örneğin sabah kahvesinden sonra önceki gün öğrenilen konulara dair 10 dakikalık mini bir hatırlama yapılabilir. Akşam saatlerinde ise gün içinde öğrenilen yeni bilgiler üzerine kısa bir özet çıkarılabilir.

Yapılan araştırmalara göre, günde yalnızca 15 dakikalık retrieval uygulaması bile bir ay sonunda %30’a varan bilgi kalıcılığı artışı sağlamaktadır. Bu nedenle geri getirme pratiği, sadece sınav dönemlerinde değil, her gün düzenli olarak uygulanmalıdır.

Bir diğer öneri, teknolojiden yararlanmaktır. Dijital kart uygulamaları (örneğin Anki veya Quizlet gibi) retrieval mantığıyla çalışır. Bu uygulamalar, bilginin unutulma eğrisine göre tekrarlama aralıklarını otomatik ayarlar ve böylece kullanıcıya optimum öğrenme sağlar.

Retrieval Tekrarı Kaç Günde Bir Yapılmalı?

Retrieval pratiğinin sıklığı, öğrenmenin kalıcılığını doğrudan etkiler. Ebbinghaus’un unutma eğrisi modeline göre, bilgi öğrenildikten sonraki ilk 24 saat içinde tekrar edilmezse yaklaşık %70’i unutulur. Bu nedenle ilk geri getirme uygulaması, öğrenmeden sonraki 1. gün yapılmalıdır.

Ardından şu plan uygulanabilir:

  1. gün: İlk hatırlama seansı
  2. gün: İkinci hatırlama seansı
  3. gün: Üçüncü hatırlama seansı
  4. gün: Dördüncü hatırlama seansı

Bu planla yapılan tekrarlar, bilginin uzun süreli belleğe taşınmasını sağlar. Yapılan deneyler, dört seanslık retrieval planı uygulayan öğrencilerin 30 gün sonunda bilgilerin %80’inden fazlasını hatırlayabildiğini göstermektedir.

Bu aşamada birçok öğrenci tekrar nasıl yapılır sorusunu sorar. Cevap basittir: Pasif okumak yerine aktif hatırlamak gerekir. Çünkü insan beyni bilgiyi geri çağırarak güçlenir. Bu yöntem, klasik ezberden farklı olarak öğrenmeyi pekiştirir.

Ayrıca, ders çalışırken ders tekrarı nasıl yapılır sorusuna verilecek en bilimsel yanıt da yine budur. Geleneksel yöntemlerde öğrenci sadece kitabı okur; ancak geri getirme pratiğinde öğrenci kendi beynine sorular sorar. Bu fark, uzun vadede öğrenmenin kalitesini belirler.

Geri getirme pratiği, öğrenmeyi kalıcı hale getiren, bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntemdir. Bu teknik sayesinde kişi sadece bilgi edinmez, aynı zamanda onu zihinsel olarak güçlendirir. Düzenli uygulandığında hem akademik hem profesyonel hayatta büyük fark yaratır.

Retrieval pratiği, modern öğrenme dünyasında “unutmaya karşı en güçlü kalkan” olarak kabul edilmektedir. Öğrenciler, çalışanlar ve araştırmacılar bu tekniği günlük rutinlerine eklediklerinde, hem zaman verimliliği artar hem de bilgi kalıcılığı uzun süre devam eder.